Hıçkırık, diyaframın ani ve kontrol dışı kasılmasıyla meydana gelir. Bu kasılmalar, ses tellerinin çabucak kapanmasını tetikler ve bu durum tipik bir "hıçk" sesi üretir. Hıçkırığın nedenleri arasında hızlı yemek yeme, aşırı yemek, karbonatlı içecekler, sıcak baharatlar, stres ve heyecan gibi durumlar sayılabilir. Ayrıca bazı tıbbi durumlar da hıçkırığa yol açabilir. Hıçkırık genellikle kendi kendine geçer.
Ancak bazı durumlarda hıçkırığın geçmesi için yüzü soğuk su ile yıkamak, yavaşça su içmek, nefesi bir süre tutmak gibi basit yöntemler uygulanabilir. Sürekli ve kontrol edilemeyen hıçkırık durumlarında ise tıbbi bir değerlendirme ve tedavi gerekir. Siz de “Hıçkırık neden tutar?” sorusuna detaylı bir cevap arıyorsanız sayfayı aşağı doğru kaydırmaya devam edin.
Hıçkırık, diyafram kasının ani, tekrarlayıcı ve istemsiz kasılmaları sonucunda, ses tellerinin hızla kapanması ile karakterize olan, kısa süreli bir durumdur. Diyafram kası, akciğerlerle birlikte çalışarak solunum işlevini destekler. Bu yüzden hıçkırık esnasında bu kasın kontrol dışı kasılması, kısa ve kesik soluk alıp verme şeklinde kendini gösterir. Bu ani kasılmalar, çoğunlukla yemek yeme, hızlı yutkunma, sıcak veya soğuk içecekler tüketme ve bazen de stres gibi tetikleyicilerle başlar. Hıçkırık çoğu zaman kendiliğinden geçen bir durum olmasına rağmen sürekli hıçkırık bazı sağlık sorunlarının belirtisi olabilir ve tıbbi müdahale gerektirebilir.
Hıçkırığın genellikle hızlı yemek yeme, gazlı içecekler tüketme, sıcak ya da soğuk yiyecek ve içeceklerin tüketilmesi, aşırı alkol alımı ve stresten dolayı olur. Ayrıca duygusal heyecan ya da ani sıcaklık değişiklikleri gibi fiziksel veya duygusal tetikleyiciler de hıçkırığa neden olabilir. Diğer taraftan hıçkırık bazı durumlarda reflü, enfeksiyon, sinir sistemi bozuklukları gibi sağlık problemleri ile ilişkili olarak meydana gelebilir.
Hıçkırık vakalarının çoğu kendiliğinden geçer ve genellikle tıbbi müdahale gerektirmez. Ancak hıçkırık iki günden uzun sürdüğünde veya sürekli hale geldiğinde, doktorlar ilaç kullanımını veya cerrahi müdahaleleri önererek altta yatan tıbbi durumu tedavi edebilir. Baklofen, klorpromazin veya metoklopramid gibi ilaçlar doktor kontrolünde kullanılabilir. Eğer ilaçlarla tedavi etkili olmazsa hıçkırığı durdurmak için frenik sinire anestezi enjeksiyonu uygulanabilir.
Ayrıca devamlı hıçkırık durumlarında, vagus sinirini hafifçe uyarabilmek için pil ile çalışan ve cerrahi yöntemle vücuda implante edilen bir cihazın kullanılması göz önünde bulundurulabilir. Bu yöntem özellikle epilepsi tedavisinde kullanılsa da hıçkırığın kontrolü için de etkili olabilir. Kronik hıçkırık durumunda, gaz yapıcı içeceklerden ve yiyeceklerden kaçınmak ve öğün miktarlarını azaltmak gibi basit yaşam tarzı değişiklikleri de önerilir.
Hıçkırığı geçirmek için birçok doğal yöntem mevcuttur ve bunlar arasında en etkili olanlar şunlardır:
● Soğuk su ile yüzünüzü yıkamak, kalp atış hızınızı yavaşlatarak vagus sinirini uyarabilir. Bu sinirin uyarılması diyaframınızın gevşemesine yardımcı olarak hıçkırık refleksini durdurabilir.
● Yudum yudum su içmek, vagus sinirine doğrudan etki eder ve diyafram kaslarınızın rahatlamasına yardımcı olabilir.
● Soğuk suyla gargara yapmak diyaframınızın daha düzenli hareket etmesini sağlayarak hıçkırığın sona ermesine katkıda bulunabilir.
● Ağzınıza bir parça buz alıp yavaşça eriterek yemek, soğuğun sinir uçlarını uyararak hıçkırığın durmasına yardımcı olur.
● Derin bir nefes alıp bunu 20-30 saniye boyunca tutmak, vücudunuzdaki karbondioksit seviyesini artırarak diyaframınızın gevşemesini sağlar.
● Kağıt bir torba içine nefes alıp vermek karbondioksit seviyenizi artırarak vagus sinirini etkiler. Ancak solunum sorunları olanlar bu yöntemi uygulamamalıdır.
● Ağzınıza bir miktar şeker atıp emmek, ağzınızın arkasındaki sinir uçlarını uyararak vagus sinirini harekete geçirebilir.
● Ağzınıza limon sıkın veya bir parça limon emin. Limonun keskin tadı vagus sinirini uyararak hıçkırığınızı durdurabilir. Aynı zamanda limon koklamak da benzer etki gösterebilir.
● Birinin sizi aniden korkutması da vagus sinirini anlık olarak uyararak hıçkırığı geçirebilir.
● Taze zencefil yemek sindirimle ilgili hıçkırık problemlerini çözebilir.
● Kulak çubuğu ile kulak kanalınıza hafif baskı uygulamak da vagus sinirini uyarmak için uygulayabileceğiniz bir yöntemdir.
Bu doğal çözümler hıçkırığı geçirmek için yardımcı olabilir. Fakat sürekli veya şiddetli hıçkırık vakalarında, altında yatan başka bir tıbbi sorun olup olmadığını öğrenmek için doktora başvurmak en iyisidir.
Hıçkırık, diyafram kasının istemsiz şekilde kasılmasıyla oluştuğu için genellikle kısa sürede kendiliğinden geçer. Çoğunlukla zararsız olan bu rahatsızlık, çeşitli basit yöntemlerle giderilebilir. Hıçkırığı geçirmek için soğuk su ile yüz yıkamak, yavaş yavaş su içmek, ağzına şeker alıp emmek gibi yöntemler etkili olabilir. Ayrıca nefes tutma veya kağıt torba içinde nefes alma gibi teknikler, vücuttaki karbondioksit seviyesini artırarak hıçkırığı durdurabilir. Bu yöntemler, vagus sinirini uyarmak ve diyafram kasının normal ritmine dönmesine yardımcı olmak için kullanılır.
48 saatten uzun süren ve geçmeyen hıçkırık, genel olarak başka sağlık sorunlarından kaynaklanır. Bu tür hıçkırıklar, sinir sistemi veya diyaframı etkileyen sağlık koşullarıyla ilişkilidir. Örneğin mide asidi diyaframa basınç yaparak ve sinirleri tahriş ederek reflü hastalığı sebebiyle sürekli hıçkırığa neden olabilir. Ayrıca inme, beyin hasarı veya beyin tümörleri, hıçkırık refleksini kontrol eden sinir merkezlerini etkileyerek sürekli hıçkırıklara yol açabilir.
Özellikle diyabet, elektrolit dengesizlikleri ve böbrek yetmezliği gibi metabolik bozukluklar da sinirleri etkileyerek hıçkırığa neden olabilir. Solunum yolları hastalıkları, karaciğer sorunları veya abdominal bölgedeki şişlikler gibi fiziksel faktörler de diyaframı sürekli uyarmak suretiyle hıçkırığa sebep olabilir.
Ayrıca vagus ya da frenik sinir gibi diyaframı kontrol eden ana sinirlerdeki sorunlar da sürekli hıçkırığı tetikleyebilir. Kulak içindeki yabancı cisimler, boyun tümörleri, guatr veya boğaz enfeksiyonları bu sinirlerin zarar görmesine yol açabilir. Tedavi, altta yatan nedenin doğru tanımlanması ve yönetilmesiyle mümkündür. Bu nedenle sürekli hıçkırık yaşayan kişilerin tıbbi yardım alması önemlidir.
Hıçkırık tanı yöntemleri arasında fiziksel muayene, nörolojik muayene, laboratuvar testleri, görüntüleme testleri ve endoskopik testler bulunur. Sürekli ve geçmeyen hıçkırıkların teşhisi için doktor hastanın semptomlarını dinler ve fiziksel bir muayene yapar. Muayene, hastanın denge, koordinasyon, kas gücü, refleksleri, görme ve dokunma yetisi gibi nörolojik işlevlerini değerlendirmeyi içerir.
Eğer hıçkırığın altında yatan bir sağlık sorunu olduğundan şüphelenilirse, çeşitli testler uygulanabilir. Bunlar arasında, vücutta enfeksiyon, şeker hastalığı veya böbrek hastalığı gibi durumları tespit etmek için yapılan kan testleri yer alır. Ayrıca vagus siniri, frenik sinir veya diyaframı etkileyebilecek yapısal anormallikleri belirlemek amacıyla göğüs röntgeni, bilgisayarlı tomografi (BT) ve manyetik rezonans görüntüleme (MRI) gibi görüntüleme testleri de kullanılabilir.
Yemek borusu, nefes borusu gibi alanlarda olası sorunları incelemek için endoskopik testler uygulanır. Endoskopik testlerde, boğazdan geçirilen ince ve esnek bir tüp vasıtasıyla iç organların görüntüsü alınır ve muhtemel problemler belirlenir.
Söz konusu bu testlerin her biri, hıçkırığın neden olduğu potansiyel tıbbi problemleri belirlemek ve uygun tedavi yöntemlerini saptamak için gereklidir. Eğer hıçkırık 48 saatten uzun sürerse ve günlük yaşamı olumsuz etkilerse, hemen tıbbi yardım almak önemlidir.
İstanbul hıçkırık tedavisi arayanlar için çeşitli seçenekler mevcuttur. Özellikle sürekli veya geçmeyen hıçkırıklar ciddi sağlık sorunlarının göstergesi olabilir. Bu durumda, altta yatan nedenin tespit edilip uygun tedavi yöntemlerinin uygulanması gerekir. Eğer hıçkırığınız uzun süre geçmiyor ve bu durum günlük yaşamınızı etkiliyorsa, İstanbul'da konusunda uzman Dr. Muzaffer Öztosun'dan profesyonel yardım alabilirsiniz. Dr. Öztosun, deneyimli bir hekim olarak size en uygun tedaviyi sunacak ve sağlığınıza kavuşmanıza yardımcı olacaktır.
Hıçkırık genellikle birkaç dakikadan birkaç saate kadar sürse de nadiren günlerce sürebilir.
Hıçkırık, diyafram kasının istem dışı, ani ve tekrarlayan kasılması ile oluşur.
Hıçkırığın bilinen spesifik bir faydası yoktur; çoğunlukla zararsız bir reflekstir.
Sürekli veya kronik hıçkırık, sinir sistemi ve mide rahatsızlıkları gibi çeşitli hastalıkların belirtisi olabilir.
Hıçkırık, mide büyümesine neden olmaz.
Zencefil hıçkırık yapmaz. Hatta bazı durumlarda mideyi yatıştırıcı etkisi vardır.
Hıçkırık en çabuk su içerek, nefesi tutarak veya şaşırtıcı bir şeyler yaşayarak geçer.
Genel olarak bebeklerde hıçkırık kendi kendine geçer. Emzirmek veya bebeği sırtüstü yatırarak hafifçe sırtını sıvazlamak yardımcı olabilir.
Uzun süreli veya şiddetli hıçkırık durumlarında bir gastroenterolog veya nörolog gibi uzman bir doktora gidilmelidir.
Uzun süre devam eden hıçkırık, temelde yatan ciddi bir sağlık problemine işaret edebilir ve tıbbi müdahale gerektirebilir.
Su içmek, hıçkırığı geçirmek için yaygın olarak kullanılan ve çoğu zaman etkili olan basit bir yöntemdir.
Kalp krizi sırasında nadiren hıçkırık olabilir. Ancak bu yaygın bir semptom değildir.
Hıçkırık tutması geçici bir durum olup, çoğu zaman spesifik bir sağlık sorununa işaret etmez.
ŞİMDİ ARA!
+90 542 474 44 48ŞİMDİ SOR!
+90 542 474 44 48